31 Aralık 2013 Salı

2014 gelmeden


























Bu yılın da bitişi hüzünlendirdi beni. Her güneşin doğuşuyla sararıp, her günün batışıyla bir yaprağını kaybeden, bu akşam da bizlere veda eden, 300 küsür güne ait anılarımızı da hayallere kavuşturan bir yıl daha gidiyor. Çoğumuzun içinde yeni yıldan beklediğimiz umutlarla keyfimiz doruktayken, benim bakışlarım ardımda. Bu yıl ile yine nice şey kaybettim ömrümden. Heyhat, kemaliyet böyleymiş demek. Gençler gibi yenilikler çoşturmuyor artık beni. Eskiler, eskiyenler dünyama gömülü. Kalbim geçen ömürle pejmurde şimdi.

Herkese, eski yılın kattığı tecrübelerin kıymetini bilerek yeni yılın getireceği güzellikleri tadına vararak yaşamalarını dilerim.

Bu resim de benden. Yılbaşı pastamın süslerini dekor olarak kullandım:)) mutlu yıllar yeniden...

22 Aralık 2013 Pazar

jarse bluz diktim

Bu hafta yine jarse ile uğraştım. Artık jarse dikerken eskisi gibi korkmuyorum. İnsanın üstünde duruşu da akar gibi olunca beğenerek de giyiyorum. Gerçi bu soğuk kış günlerinde fazla cazip bir kumaş değil.


















Hemen size kumaşımı ve modelimi göstereyim. Ama düşündüğüm gibi güzel olmadı gene. Kolları fazlasıyla uzun oldu.
























Etek bölümü de uzundu. Onu kısalttım ama kolunu da kesmeden önce düzeltmeyi düşünemedim. Bu da en ilginç parçası. Patronunu çıkarınca şöyle bir sağa sola çevirdim. Sonra da "madem niyetlendik, tekrar düşünmeye gerek yok" deyip makası bismillah deyip elime aldım.
 
Önce bütün parçaları birbirine diktim en son da omuz ve kolu birleştirdim. Meğerse o ilginç parça yandan gelip kolu oluşturuyormuş. Eskiden diktiğimiz yarasa kollar böyle değildi Ama bluz bitince fark ettim ki bu şekilde kol daha farklı bir duruş sergiliyor. Nasıl desem, daha dökümlü daha böyle tiril tiril oldu. kumaşın elbette payı büyük ama...
























Kol fazlasıyla uzun oldu. Keserek kısaltayım desem, kol ağzı bollaşacaktı. Biraz da kol altındaki bolluk koluma doğru olacağından güzelliği kaybolacaktı. Aslında kumaşı kesmeden önce bu parçayla biraz uğraşmak gerekliydi. ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum zaten:)) Ben de önce makara lastiği ile bir kaç sıra dikip büzüştürmek istedim. Ama lastik masurada dönüp elastikiyetini kaybediyor. Fazla bir büzgü sağlamıyor. Ben de normal bebe lastiğini makinede diktim. Sonucu beğenmedim. Hayalimi süsleyen kolu yapamadım yani. Makara lastiğini kullanmanın pratik bir yolunu bilen varsa ve bana anlatırsa çok mutlu olurum. En azından anlatımını nerede bulacağımı söyleseniz o bile yeter.

































Yakasını da takıp etek ucunu da kıvırınca işte bu hale getirebildim. daha iyisini yapamadım yani. Yine her zamanki gibi temizliği ve ütüsü kaldı. Bu işleri, akşamları televizyon seyrederken ve çayımı yudumlarken yapmayı seviyorum. Pazartesine daha huzurla ve enerjik girmemi sağlıyor. Bu haftalık da bu kadar. İnşallah bir gün yorum yapacağınız kadar güzel bir kıyafet dikmeyi başarırım da yorumlarınızı okuyabilirim. İyi pazarlar.

15 Aralık 2013 Pazar

Lacivert Bluz Diktim

Haziran 2013 Burda dergisini aldığımdan beri aklım bu modeldeydi. Ama önündeki bu şirin küçük pileler (ya da nervür dikişleri mi desem) gözümü korkutuyordu. Yapabilir miyim, yapamaz mıyım gelgitleri arasında, bir cesaret kumaşı kestim.
























Çok şirin bir bluz değil mi? Biraz da sıradan bluzlardan farklı geldi. Üzerinde, konfeksiyon değilim ifadesi de olunca aklımı çelmişti. Elimde bulunan lacivert kumaş ile ( yeter mi yetmez mi) tereddütleri ile hayata geçirmeye niyetlendim. Bazı ufak tefek hatalarla da başardım ( bence)
























Kalıbı çıkarıp üzerine koydum. Kumaş yetince sevindim doğrusu. İşlerimin yarım kalmasına üzülüyorum çünkü.


















Ön pilileri oldukça düşündürdü beni. Önce bol teyel alayım dedim. Ama sonradan temizlemesi çok sıkıcı. Ben de işaretleyip ütü ile izleri belirginleştirdim. Ama yanlış hesap yapmışım. Bütün pililer ayn yöne bakmak zorunda kaldı benim bluzumda. Olsun:))

























Ütülediğim yerleri yarımşar santimden makineye çektim. Bazı dikişler düzgün inmedi, en çok sökme işlemini bu bluzda yaptım.
























Yakayı, sırf modeli böyle diye arkadan düğmeli olacak şekilde yaptım. Halbuki yaka oyuğu geniş idi. Keşke arka parçasını da tek parça yapsaymışım dedim. Düğmeye ihtiyaç yokmuş. Arka bedene geçirirken de pek düzgün olmadı. Ama dışarıdan belli olmuyor. Buradaki hatamı sakladım:))
























Ön yakayı beden parçalarına makine ile dikip, içten elimde kıvırdım. Bunun için (biz z teyel derdik) ön ve arka yakada potluk olmasın diye bu şekilde teyelledim. Bu teyelin doğru adı için dikiş teknikleri kitabına bakmam lazım.


















Arka yakayı içten elimle bastırır bastırmaz, daha teyelini sökmeden ütüledim. Bir de kollarını model kadar kısa yapmadım. Biz truvakar kol derdik, şimdi bloglarda fakir kol diye geçiyor. Kumaşın yeteceği kadar kola pay verince, kol uzunluğu fakir kol seviyesine geldi.
























Arkası için kalan küçük bir parçadan iki düğme bastırttırdım. Ve en son resmi için gündüzü bekledim. Aydınlıkta rengi de farklı çıkmış. Telefon kamerasıyla ancak bu kadar oluyor. Ama rengi bu resimlerden hiç birisinde görüldüğü gibi değil. Önündeki beyazlık mı? Sormayın yakasına telayı üyülerken fark edememişim. Meğerse telayı ters yerleştirmişim. Bu beyazlık da telanın ütüye yapışan tutkalı. Yıkayınca çıkar inşallah. 
Ekranın o tarafından başka hangi hatalarım gözüküyor ki?
Herkese güzel haftalar dilerim.


7 Aralık 2013 Cumartesi

TASARIM PALTOM BİTTİ

Kaç haftadır elimde sürünüyordu. Nihayet bitirdim. Gelelim yaptıklarıma.
























Astar da evde durup duruyordu. Biraz dip köşeyi temizleyeyim dedim. Çok şükür astar yetti de ek yapmak zorunda kalmadım. Eteğimin astarını diktiğim gibi, aynı dikiş ile palto astarını da diktim.
























Tersi tersine paltomun üstüne geçirdim. Ama şunu söyleyeyim daha önce etek hariç astar hiç çalışmadım. Normalde pervaz ve yakayı makinede çekip sadece kolları bir de eteği elde bastırmak lazımdı. Ama kendime güvenemediğimden ben her tarafını elimle bastırdım.
Astar ile palto kaymasın diye her kritik noktayı toplu iğnelerle tutturdum.


















Sonra da astarı içe doğru kıvırarak paltoya düzenlice iğneledim. 


















İğnelediğim yerlerden elde bastırdım.


















Sağ pervazdan başlayıp, bastırma işlemini sol pervazda bitirdim. Sonra kollarını önce böyle kaz ayağı bastırdım ve yine aynı teknikle üzerine astarı diktim. 


















Aynı işlemi en son etek ucuna yaptım.
























Aslında çıtçıt bastıracaktım. Ama akşam akşam dışarı çıkmak istemedim. Her taraf kar buz olmuş ben mantomla uğraşırken. Pencereden biraz baktım baktım. Sonra da düğme kavanozuma baktım. Birbirine eş beş düğme bulunca şansıma, ilik açmaya karar verdim. İlik açmayı seviyorum zaten. Çünkü her içi makine yapıyor 
Hani derler ya taş attın da kolun mu yoruldu:))) O kadar kolay yanii:))
























İpliklerini temizledim bir de ütüledim: En son bu hale getirdim. Ama kumaşlar aynı cins olsaydı daha güzel olurdu. Koyu renkli kumaş kendini salıyor. Seyrek dokuması var. Beyaz ise daha sıkı ve kendini salmadı. Neyse bu acemiliğimdi zaten. Yine de manto dikebileceğime inandım. Siz nasıl buldunuz? 
İyi geceler.

1 Aralık 2013 Pazar

gecelik diktim

Hazır kalıplar olmadan kesip dikmekte çok yeterli değilim. Ama bu şekilde dikiş dikmek önemli geliyor bana. Elimde kalıbı olmayan, ama giyimini rahat bulduğum bir kıyafetin ikincisi hatta üçüncüsüne sahip olabilmek için elimi bu şekil dikişe alıştırmalıyım. Bunun teknikle alakası az. Ya da şöyle diyeyim. tekniği farklı. İşte bu hafta da bu amaçla bir gecelik diktim.

Çekmecelerimi düzeltirken bulduğum bir pazen kumaşı bu iş için kullandım.
























Elimdeki bir geceliği düzgünce katlayarak kumaştan önce etek bölümünü kestim. Bu sefer biraz uzun olsun istedim. Geceliğin modeli de hem rahat hem de kesilmesi kolay. Önünde ve arkasında yuvarlak bir robası var ve kolları takma değil. Reglan kol gibimi desem ne desem. ( Bunun adını bilmiyorum söylerseniz sevinirim.)
























Kolları da, genişliğini ayarlayıp  bu şekilde kestim. Gövde ve kolları birleştirip işte bu hale getirdim. Tabi ki kolları ve diğer parçaları robanın takılacağı yerden büzdürdüm.


























Robayı gazeteden yine geceliği üzerine koyarak ( daha çok da sezgilerimi kullanarak) kestim. Önüne üstüste binme payı verdim ve ön yakayı daha sonra arka yakadan 7 cm aşağıdan yuvarladım.
Büzdürdüğüm hat üzerinden robayı diktim.
























İşte içten de böyle görünüyor. En son da kol ve yan dikişlerini bir defada çekip sülfilelerini yine makinede yaptım. Ne güzel tıkır tıkır dikti makinem. Hakikaten sesi kulağıma şarkı söyler gibi geliyor. Markası singer olmasa da o da bir şarkıcı.
























Kol ağızlarını makine lastiği ile büzdürmek istedim ama çok geniş durdu. Ben de bebe lastiğini makine ile kollara diktim. Daha sıkı oldu böylece. Etek ucunu da yine makinede kıvırdım. eskiden bu dikişlerin hepsini elde yapardım. Şu kadarcık bir çalışma bir haftamı alırdı. Şimdi sadece tembellikten bir haftayı buluyor. Daha doğrusu tembellik değil de zamansızlık.
























Bir de askıda göstereyim. Ama tek problemim, bu şekilde keserken dar olmasın derken bol bol kesmem. Üstümden dökülüyor yine.
Bir de tam boy göstereyim.


































Bu haftanın uğraşısı da bu olsun. Dikişim bayağı düzeldi. Artık makineme de iyice alıştım. Bir şeyler üretmenin keyfini yaşatıyor bana.
Bu arada mantomla da uğraşıyorum. Astarını falan diktim. Haftaya kadar tamamlanır gibi inşallah. Her bir yeri bitsin gösteririm onu da. Şimdilik hoşçakalın. Bu tatil gününüzün farklı güzelliklerle geçmesini dilerim. Bir de dikişlerim hakkında ne düşünüyorsunuz, beğeniyor musunuz, gözünüze çarpan hatalar var mı yorum yazarsanız mutlu edersiniz beni.