29 Eylül 2013 Pazar

kızımın pazen pijaması

Üç haftadır kızım için aldığımız pazen kumaştan pijama dikmeyi kafama koydum. Ama uygun hazır kalıp bulamayınca cesaretimi de toplayamadım. Sonra bir gün kesmeye karar verdim. Fakat alt kısmını ve üst kıyafetini de arkasını kestikten sonra parça yetmeyince, ve ben de aynı kumaştan bulamayınca başka bir pazen kumaşla kombin yaptım. Tabi bunların hepsi zaman kaybettirdi bana.


















Pek uyumlu olmadı ama başka uyan kumaş da bulamadım. Patronu kendim çıkarmaya çalıştım. Alt pijamasını katlayıp dört kat kumaştan kestim.                                                                                    

Üst pijaması için bu kadar kolay karar veremedim.



















Kızıma bolca gelen bir tişörtünü gazete üzerine koyarak uygun bir şekilde çizmeye çalıştım. Ama dar yaparım korkusuyla paylarını bile bol verdim. 



















Alt pijaması kesildikten sonra kalan kumaş sadece arkaya yetti.



















Ön için yeni kalıp kesmedim. Arka kalıp üzerinde 5 cm boyun bölgesinden, 17 cm de roba için ( kafama göre) kestim. Ama tekrar yaparsan iki ölçüyü de 2 cm kadar daha aşağıya çekeceğim.


















Ön kalıbını sonraki aldığım kumaştan ( önüne büzgü için 5 cm vererek ), robayı da önceki kumaşımın artan parçalarından iki kat (gece göğsünü tutsun da ciğerleri üşümesin diye) dört kat kestim. Bir de önüne çıt çıt dikerim diye bir cm fazla pay vererek kestim. Bunun teknik terimini bilmiyorum ama üst üste binme payı diye adlandırayım.

























Kol oyaladı beni. Ölçüye göre kol kesmeyi bilmediğimden yine tişörtün kolunun gazeteye kopyaladım. Ama keserken çok emin olamadım.  Boyunu uzun tutarak kestim.


















İşte robayı böyle dikip üst üste binme payı ile oluşturdum. 


















Arkanın patını da ( ya da her neyse ) dikerek arka parçayı oluşturdum.


















Ön parçayı ve kolların üst taraflarını büzdürdüm. Hayalimde daha güzel duruyordu. Ama gerçekler acıdır. Kızıma dar gelmesin derken bayağı bir bol oldu. Yavrum her dikişimde bana "Anne ben bu kadar kilolu değilim" diye hatırlatma gereği duyuyor. Ama nedense ben de her seferinde fazla pay vererek bol dikiyorum. Sonra da daraltmaya cesaret edemeyerek, böyle giysin diye gözünün içine bakıyorum. Kızım da kırmıyor beni. Yine tamam dedi.


















Dikişleri bitirdim ütüledim. Sadece alt pijamanın beline lastik takacağım. Akşam olsun da kızım dershaneden gelsin ölçüsüne göre tamamlayayım diye bekliyorum. Bir de bel bölümüne pens gibi iki pile yapmayı teklif edeceğim. Olur derse bel bölümü biraz daha daraltmış olurum böylelikle. Ama bu şekilde kumaşı kesmek, benim gibi göz nizamı olmayan biri için zor. Ölçü alıp kalıbı çıkartmayı öğrensem benim için daha iyi. Neyse bu haftanın ürünü de bu olsun. Gününüz güzel geçsin dileklerimle:))

22 Eylül 2013 Pazar

yine kumaş aldım

Bu hafta sonunu sadece temizlikle geçirdim. Okulların açıldığı ilk hafta sonu olunca, işler çoğaldı sanki. Şu an oturabildim ancak. Şu saate kadar iki gün boyunca çamaşır, temizlik, ütü, yemek... Bu hafta dikiş için zaman bulamadım. Ama alışveriş yaparken kendime hakim olamayıp aldığım kumaşlarımı göstereyim size. Maksat sayfada bir şeyler olsun:))



















Böylece dolabım kumaşla tıklım tıklım doldu. haftaya kadar  yapılması gerekenlerin arasında dikişe üst sıralardan bir yer ayırmam lazım. Bu kumaşları eritip yenilerini alacağım. Çok güzel kumaşlar var...

18 Eylül 2013 Çarşamba

Ahmet Ümit

Bir süredir Ahmet Ümit’in kitaplarını okuyorum. Yazdığı romanlarındaki olaylardan çok, karakterlerine yüklediği anlamlar ilgimi çekiyor doğrusu. Agahta’nın Anahtarında önce olay gerçek mi, diye düşündüm. İlk okuduğum kitabıydı ve bütün okuyucular gibi sadece olaya kilitlenmiştim ben de. Daha sonra sis ve gece geldi. Kahramanın Mine’yi çılgın gibi araması biraz gözlerimi karaktere doğru yöneltti. İnsanın kıymet verdiği şeylere zarar vermesi. Üzerinde düşünülecek bir konu aslında. Ama bu kitapta benim asıl ilgimi çeken şey, yaptığı şeyi bilmeden yapması ve hep kendisi dışında bir suçlu araması. Daha sonra yeni kitaplarından biri olan Sultanı öldürmek romanını okuyunca hep aklımın bir köşesinde sis ve gece durdu. Sultanı öldürmek kitabında ise okuyucuyu alıp bambaşka koridorlarında dolaştırmasını önemsemiyorum bile. Ama buradaki kahramanın da yapmadığı halde yaptım zannederek yeni tavırlar üretmesi. Bu kitap da bu yönden ilginçti. İkisi de olabilir mi? Evet olabilir. Her anımız zaten önem derecesine göre küçüklü büyüklü yaptım deyip yapmadıklarımız, ve yapmadım deyip yaptıklarımızla dolu.




Bunca şeyi niye anlattım. Bu kendime notlar.

Niye aklıma geldi şimdi?

Çünkü yeni bir kitabını daha okuyorum. “İnsan Ruhunun Haritası”

Yeni okumaya başladım. Ama başımı satırlardan her kaldırışımda sanki bir yaşadığımın daha derinliklerine iniyormuşum gibi hissediyorum.

14 Eylül 2013 Cumartesi

jarse kolsuz bluz


Bu hafta için aklımda yine kızım için bir kıyafet daha vardı. Ama dergilerde istediği gibi bir model bulamadı. Bana da kıyafeti üzerine koyarak kumaşı kesme seçeneği kalmıştı. Ama şu an için cesaret edemedim. Ne de olsa ancak patron olursa daha yeni yeni cesaret edebilmişken. Ben de bu projemi askıya aldım. Fakat korkunun ecele faydası yok. Bir yerden başlamam, yavaş yavaş kendi patronumu kendim oluşturmayı öğrenmem lazım. Geçen hafta kızım için diktiğim jarse kumaştan br miktar artmıştı. Bu hafta onun üzerinde çalıştım.

Bu bluzumu kumaşın üzerine koyarak kesmeye karar verdim.

Önce kumaşımı dörde katlayıp, kumaş katı bölümne bluzumu yerleştirdim. Kenarlarından biraz pay vererek kestim.


Bu arkaya uygun oldu. Bir parçasını ön olarak düzenlemeyi, boyun bölümünü 12 cm aşağıdan yuvarlayarak yaptım.


Biraz da kol oyuğunu derinleştirdim. Ama az daha oyabilirmişim.


Dikiş olarak da bir taraflı zigzag dikişi denedim bu sefer
Geçen seferki çalışmamdaki gibi, ön parçanın yaka ve omuzlarına tela ütüledim. Daha düzgün duruyor çünkü.

Bir de iğneleyerek değil teyelleyerek diktim. Teyeli böyle yaparak kumaşın esnekliğini dengelemek istedim. Ama gerek de yokmuş.
Butün dikişlerini kapattıktan sonra 4 cm kesip, ikiye katladığım biyeleri, öncekinde olduğu gibikumaşın düzünden teyelleyip diktim. Dikiş teknikleri kitabının 156. sayfasından itibaren de güzelce anlatılıyor bu teknik. Artık bu şekilde, değişik renklerde bir kaç tane daha yapabilirim.
İşte bu da bitmiş hali ütüledim de. Ama baskıları sıcağa dayanamadığından fazla bastıramadım. Daha sonra yıkayıp, nemliyken ütüledim. Şimdi daha düzgün duruyor. Bu tekniği çok sevdim. Çok kullanışlı şeyler üretilebilir böylece. Bu günlük de bukadar. Malum pazartesi okullar açılıyor. Hazırlıklar için de yarına gün verdim. Haftaya ( umarım) yine burada olabilirim. ( Kısmet )

8 Eylül 2013 Pazar

asimetrik jarse bluz 2


Nerede kalmıştık. Tamam dikiş işlemine sabah başladım




















Dikiş payını önceden göz kararı kesiyordum. Ama düzgün kesilmiyordu. Üstelik de bazı yeri kısa bazı yeri uzun yani ölçüsüz olunca dikişim de düzgün durmuyordu. Ben de artık dikiş paylarını  ya patrona eklemek ya da böyle işaretlemek kararı aldım. Fark ediliyor mu kesik çizgilerim?



Yan dikişler için 1 cm, kıvırma payı olarak 2 şer cm bırakıp işaretledim:)) Bu da ön beden etek için yapmaya çalıştığım eğrilik:))




















İlk defa Jarse diktim. Dikişi nasıl olacak, makinenin ayarları nasıl yapılacak diye kaç gündür araştırmıştım. Ama kafamda bir usûl netleşmedi. Ben de dikiş makinemin kullanma kılavuzundan esnek dikiş için önerilen dikiş türlerini böyle ard arda denedim. Elimle esnetince dikişlerde bir sökülme olmadı. Meğerse kolaymış. Sadece hangi dikişi kullanmam gerektiğine karar vermek düştü bana. Ben de yan dikişlerini hem de sülfile yerine geçsin diye üç adımda zikzag dikişle çektim. Üst spor dikişler için en sağdaki dikişi kullandım.


















Dergide ön omuz ve yakaya tela bant ütüleyin diyordu. Benim tela bandım olmadığından normal teladan 4 cm eninde şeritler kesip ütüledim. Diktikten sonra sebebini anladım. Hakikaten ön yaka daha muntazam durdu. Buna dikkat etmek gerekiyormuş gerçekten. Bu adımı iyi ki atlamamışım.




















Derginin verdiği adımları uygulamak gerçekten önemliymiş. Ben hep pervazı arkaya çevirip elde bastırırdım. Ama derginin söylediği gibi ikiye katlayıp ütüledim ve yakaya diktim sonra da iğneleyip üstten dikiş yaptım. Hazır tişörtlerin yakası gibi oldu. Bu tekniği öğrendiğime memnunum ince üstlerin içine böyle jarseden saran kolsuz badiler yapabilirim artık.



















Dikerken normalde iğneleyip öyle dikiyorum. Ama jarsede bu sistem işe yaramadı. Çünkü iğnelerin üzerinden dikerken makineyi tuttu. Dikişler biraz eğri oldu. Ben de hiç olmazsa görünen etek ve kol katlama yerleri düzgün dursun diye önce teyelledim.




















İşte duruşu böyle oldu. Boydan da çektim.


























Henüz dikişlerini temizlemedim. Kızım fazla düşük kollu olmuş ameliyathane giysisi gibi deyince omuzlarına lastik çekip büzüştürdüm. Fakat keşke pile yapsaydım. Sonra aklıma geldi.




















Son halini böyle göstereyim. Şimdi de temizleyeceğim. Ama ütülerken çok dikkat etmek gerek. Üzerindeki sarı puantiyeler sıcağı görünce eriyor. Onun için bir kağıdı üzerine koyup öyle ütüleyeceğim. 
Bu çalışma ile pek çok şey öğrendim. Kendi kendime kalıp çıkarma deneyimimi biraz daha arttırabilmek için cesaretlendim en azından. Hatalarım olsa da ben memnun kaldım. Siz de beğendiniz mi?

asimetrik jarse bluz

Dün akşamın 10 küsüründen gecenin bilmem kaçına kadar patron çıkarmakla uğraştım. Modelim Mayıs 2013 ün 112 numaralı modeli.




















Patronuna bakınca şok geçirdim. Eline kalemi al, kendi patronunu kendin çıkar diyorlardı. Ama kızıma söz vermişim mecburen bu maceraya atıldım. Bol resim çektim:))

Kızımın bedenini 128 cm kısa boyunu 70 cm olarak ölçtüm. Diğer ölçüleri dergiye göre oluşturdum.




















Bu patron için parşomen kullanmadım. Eski bir gazeteyi birbirine bantlayarak üzerine keçe kalemle çizdim. Öğretici olsun diye değil paylaşımım. Başardım ya mutlulukla yazıyorum:))




















128 cm nin dörtte biri olan 32 cm yi en olarak, 70+12+12 cm yi boy olarak işaretledim. Bu arka beden kalıbıdır.


















oluşturduğum dikdörtgeni düzgünce kestim.




















Arkanın ortası ile yanı arasındaki 12 cm yi eğik bir çizgiyle birleştirerek etek bölümünü oluşturdum.




















Boyun genişliği için 17 cm aldım. Yaka açıklığı için 2,5 cm aşağıda eğik çizgi, omuz için 2 cm düz çizgi kestim. Bu ölçüleri dergiye bağlı kalarak aldım. Ama 17 yerine 14-15 cm alsaydım daha iyi olurdu. Omuzlar çok açık oldu.




















Omuz ölçüm de böyle işte.

























Ön beden kalıbı için ise yaka oyuntusunu 5 cm aldım ama 8 cm daha ideal olurmuş. Diğer ölçüler yine aynı. Etek için ise ön ortayı 70 cm, yan cizgiyi yine 82 cm tutup, eğik bir çizgiyle etek bölümünü oluşturdum.





kol için 14 cm ye 40,5 cm dikdörtgen yaka pervazı için de 4 cm ye 40 cm  dikdörtgenler oluşturdum . Önce dergideki gibi 8cmyapmıştım ama vazgeçtim. Yukarıdaki kol  ölçülerini dikiş payı ile beraber kumaş katına koyup iki tane kestim. Patı da bir tane.
Böylece patronları oluşturmuş oldum Çok uzun oldu. Dikiş için ikinci post oluşturuyorum. Kayıttan hemen sonra:))) 

7 Eylül 2013 Cumartesi

kumaş alışverşim

İş yerim Kızılay'a uzak olduğundan bu semtte fazla gezemiyorum. Haliyle kumaşçıların yerini bilmem. İnternette dolaşırken pek çok blogger arkadaşın Kızılay'da alış veriş yaptıkları kumaşçıların farkına vardım. Ben de dün öğleden sonra izin alıp kumaşçı avına çıktım:))) 

Akşam eve vardığımda dizlerim tutmuyordu. Fazla yer bilmeyince yükü ayaklarım çekti yani. Şimdi çok yer tespit ettim zannedersiniz. Sadece dört tane Bursa Kumaş Pazarı bayiisi gördüm. Başka bir mağazaya denk gelmedim. Zaten onların yerlerini de herkes biliyor. Sonunda ben de öğrendim. Ama başka bir mağazanın olmaması ilginç değil mi?

Yıllar önce Kızılay'da bir Tarmanlar, bir Selviler vardı. Kumaşlar çok güzeldi. Aldıkça alasım gelirdi. Fakat Bursa Pazarlarındakiler de fena değil. İnşallah kalitesi de iyidir de emeğimiz heba olmaz. Ben dikerken çok efor sarfediyorum çünkü.




Kumaşlara baktıkça içimde birşeyler kaynamaya başladı. Bari dedim bir beyaz gömleklik kumaş alayım. Uzun kollu gömleğimin kalıbından bir tane daha dikerim. Sonra kamuflaj deseni gördüm. Bu da kızıma bir mont ya da pantalon olsun dedim. Diğerlerini ne zaman aldığımı hatırlamıyorum:)))

Yıkadım, ütüledim, resimlerini çektim. Bütün akşam ve bu sabah öyle keyifle anlatınca, bir de bu sabah kızımla beraber alışverişe çıktık. O da sadece bir tişört kumaşı isterken farkına varmadan bunları aldık.



O benden daha fazla kendine hakim. Ama kumaşlar insanı baştan çıkarıyor hakikaten. Kumaşlar için ayırdığım kutum yine ağzına kadar doldu. Hepsi bitmeden bir da almamalıyım gerçekten. Bu sefer sözümde duracağım ( umarım)
En üstteki jarse kumaşı yarın mayıs 2013 Burda' sındaki yeşil tişört için aldım.




















Üstünde küçük metal noktalar var inşallah makine diker. Eve gelince patronu incelemeye başladım. Eyvah ki ne eyvah patronu benim çıkarmam gerekiyormuş. Ben ki bol patronu bile daraltamazken bir de patron çıkaracağım haa.

Neyse herşeyin bir ilki var. Bu akşam, sabaha kadar patron çıkaracağım, yarın da akşama kadar anca dikerim artık. Fotoğraflayıp yarın akşama (kısmetse) bir post daha girerim artık şimdilik hoşçakalın önümde uzun bir gece var.

3 Eylül 2013 Salı

kahverengi pantalonum

Burada gri pantalonumu görmeyi umuyorsanız yanıldınız. Çünkü kumaşı hiç ettim. Diktim söktüm, diktim söktü. sonunda sıkıldım. Belki de patron hatalıydı. Ya da keserken ben yanlışlık yaptım. Ama bir pantalon dikmeyi kafama koymuşum ya ikinci kurban olarak bu kahverengi kumaşı seçtim.



Kumaşım çok kaliteliymiş. Dikerken anladım. Yumuşacık, dikerken de makinam bile beğendiğini söyledi bana. Bozmamak için patronu daha dikkatli çıkardım bu sefer. Model de güzeldi ya, bu sefer içimde bir heves bir sabırsızlık :))

Patronu en ufak çizgisine kadar kopyaladığım gibi, bu sefer yanlış kesmeyeyim diye dikiş payını da ekleyerek hazırladım.



Paçaları düzgün dursun diye dikiş teknikleri kitabındaki gibi boyumu aşan kısmını diz bölümünden çıkarıp alt ve üst parçalarını birbirine iğneledim. Bu şekilde kumaşa iplik boyuna da dikkat ederk yerleştirdim. Bismillah çekip bir de makasa tükürüp kumaşa vurdum.  Kesme işi bitene kadar kalbimin çırpınışları kulaklarımda zonklamalara dönüşüyordu. :))
Ve nihayet kestim, hiç denemeden diktim. Pazar sabahına kadar hep bir endişe ve merakla didindim durdum. Sonunda bitirip ütülemek istedim. Ama resmen ellerim titredi, üstelik de yanlış ütüledim, çit ütü izi yapınca yok dedim kendi kendime denizi geçtik derede boğulmayalım. Ütücü aradım ben de pazar günü her yer kapalı. Ben de pazartesi ütületip akşama aldım veeee.....



Ütüleyenin eline sağlık bıçak gibi derler ya işte öyle olmuş.




Ben bu kadar güzel dikmiş olamam yaa... Hani bir söz varya "terzinin dikişi kötü, elbiseyi gösteren ütü" hakikaten öyle



Çok beğendim çook. iyi günlerde giyeyim inşallah:))) Ama gene mankenin üzerindeki gibi durmadı. Fiziğimiz benzemediğinden dolayıdır belki:))))

1 Eylül 2013 Pazar

yeni mutfak dolap içi aksesuarım

Hepimizin mutfağında bir kör köşe denen elin yetmediği bir dolap mutlaka vardır. Hele de benim gibi küçük bir mutfak ise mecburen bir "L" tezgah yaptırmak gerekiyor. Benim de mutfağimda bu kör köşe denen dolapta yuvarlak tel bir aksesuar vardı.


Bu tel raflara tencerelerim yetmediğinden bir de başka bir dolap içi düzenlemesi raylı sistemi de yanına monte ettirmiştim.


Yaş kırkı geçince bir de eğil kalk belime ağır gelmeye başladı.Bende sitelerde bir tura çıktım. Bu dolaba bir alternatif bulamam gerekiyordu.Dolabımın ölçüsü elimde iki hafta dolaştım. Nihayet bu sistemi buldum.

Yanyana iki düzenek var. Birinci düzenek dolap kapağına monteli, diğeri daha büyük ve ilk seleler dışarı çıkarıldığında onun yerini dolduruyor. Bunun da zorlukları var. Ama ellibeşime kadar ( ömrüm varsa) beni idare eder. 

Diğer seleler daha büyük. Her bir rafa üç tane sığdı. Öndekine de her gün elimden bırakamadığım küçük tava tencerelerimi yerleştirdim. İyi oldu yaaa.

Neyse biraz da pantalonumdan söz edeyim. Geçen hafta kestiğim kumaşımla biraz daha uğraştım. Beceremeyince bıraktım. Ama içime bir pantalon aşkı yerleşmiş. Bu hafta 30 Ağustos ile üç günlük tatilimde bozmadan bir pantalon diktim. Diktim dikmesine ama ütüleyemedim. Öğleden sonra kuru temizlemeci aradım ütü yaptırabilmek için. Ama hepsi kapalıydı. Ütüyü ancak yarın yaptıracağım. Sonra da bir kaç resimle beraber, salı günü inşallah paylaşırım. Bu haftalık da hoşça kalın.