23 Mayıs 2013 Perşembe

elbiseyi bitirdim:))

İki haftamı hastanede refakatçı olarak geçirdim. Arada evime gelip dinlendiğim saatleri saymazsak tabii. Kesintisiz olarak hastanede kalmak kolay bişey değil. Ama çok şükür, taburcu olduk. Yavaş yavaş da sağlığımızı kazanırız yeniden inşallah. Hayat kısa ve dikkatli yaşamayı gerektiriyor. Neyse, uzun gecelerde Ahmet Ümit'in Sultanı Öldürmek kitabını okudum. Ülkemizin polisiye roman yazarlarından biri. Ama doğrusunu isterseniz başka bir kitabım daha olsaydı yarısında bırakırdım. Kitaba sıkıcı demek istemiyorum. Belki de benim ruhum kaldıramadı kim bilir. Neyse, şimdiki hedefim Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un fethi hakkında daha fazla şey öğrenmek. hakkaten baktım da tarihimizi bilmiyorum ben. Bir kaç gündür evdeyim ve boş durmadım. Vasat bir temizlikten sonra ( ki hala yorgunum) yarım elbisemi diktim. Pensleri söktüm. Dikiş teknikleri kitabımda belirtildiği gibi, pensleri dikmeye sivri uçtan başladım. Ama ne yazık ki iğne izleri kaldı kumaşta. İçine de astarı yakadan birleştirdim. Bir de fermuara baskı yapacağım. Çok kötü olmadı azıcık bol olmuş. Ama sevdim. Şimdi de yeni bir proje planladım. Kendime bir blz dikeceğim. Görsel olarak da düzenledim dikiş sepetimi. Normalde model kalın kumaşla diklmiş ama ben küçük beden kesip, ince kumaşla dikeceğim. içine bady ile falan giyerim. Ama şimdi dinlenmek istiyorum. Bir ıslak yer bezi gibi olduğum yere yapışmak,endişe oklarının kanattığı yaralarımı uykuya bulamak istiyorum.

14 Mayıs 2013 Salı

yarım elbisem

Aslında herhangi bir ürün meydana getirmiş değilim. Sadece bişeyler yazabilmek için az birazını diktiğim elbisemi bahane ediyorum. İnsanın kafası dinç olmayınca hiç bir uğraş huzur vermiyor. Sadece temizlik, düşüncelerimden biraz olsun uzaklaştırıyor beni. neyse yine de kör topal ilerledim son halini göstereyim. Ama kumaş çok ince imiş. İçine önce bağımsız bir astar dikeyim diye düşündüm. Ama daha önce de demiştim ya, pat ya da biye için kumaş kalmadı. Hadi eteği, kolu kıvırıp dikerim ama yakayı ne yapayım. mecburen astarı elbiseye yakadan monte etmek lazım. Malzemeyi tamamlamadan dikişe başlamak da insanı oyalıyor. Astarı alabilmek için bir kaç gün daha kaybettim. Aldığımda da kesmeye fırsatım olmadı zaten. Rengi biraz koyu. Ben daha açık, şöyle sabah saatlerinde açık gökyüzünün rengi gibi toz mavi istiyordum. Olsun bu da güzel. Zaten kesmeden önce güzelce yıkayıp bir de ütülemeliyim. Sonra kesip elbiseyle tek yürek haline getireceğim. Ama elbisede çok hatalarım var. En fazla gözüme çarpan hususu göğüs penslerini düzgün yapamamış olmam. Pensleri kalın kenarından başlayıp sivri ucunda bitirirken ölçüyü şaşırmışım. Dikiş teknikleri kitabına bakınca ise sivri ucundan başlamam gerektiğini anladım. Yani astarı montelemeden önce pensleri de söküp düzeltmeliyim. Evet bu arada pek çok arkadaşın elinde gördüğüm, dikiş meraklılarının başucu kitabını ben de aldım. Nasıl güzel değil mi:))))

8 Mayıs 2013 Çarşamba

üzgünüm

Dün bir doktorla daha görüştüm annem için. Hiç güzel şeyler söylemedi. Durum kesin galiba. Artık beklemenin faydası yok. Bismillah deyip ikinci aşamaya geçmeli.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

üşeniyorum, erteliyorum...inşallah vazgeçmem

Bu hafta sonunu da işte böyle esneyerek geçirdim. yapacak çok şey varken, vazifeleri bitirip de gönlümce kendi uğraşılarıma dalmak varken hiç bir şeye başlayamadan koskoca iki günü daha geçirdim ve yarın yine 9-7 yokum kendi hayatımda. 40 küsür sene bırakamadım bu huyumu. Facebook da bir sitede gördüm. bilinçaltına subliminal mesajlar göndererek insanı harekete geçiren bir cd pazarlıyorlar. Ama ben ne bileyim tek mesajın bu olacağını diil mi ama. bazı filmlerdeki gibi kendinden bihaber suikastçı olmayacağımı. Şaka bir tarafa da kontrol edemediğim şeylere fazla yakın durmam. Ama şimdi kendime yeni bir hobi edinmişken de daha doğrusu edinmeye çalışırken, hiç başlayamamak rahatsızlık verdi bana. bununla başa çıkmalıyım artık. Neyse araştırmalarım sonucu bu perspektiften bakınca görülen 4 tip insan öğrendim. Bilip başaranlar ( ki hedefimiz bu), Bilip başlamayanlar ( olduğumu düşündüğüm bu ) Bilmryip çabalayanlar ( ki bazan da böyle oluyorum) hem bilmiyor hem uğraşmıyor ( bazan belki) Bunu yenmek için Mümin Sekmanın bazı önerilerini okudum ama mantıklı gelmedi. bu fikirleri aklımda tutsam zaten böyle bir sorunum olmaz. Sorunun köküne inmek lazım. Neyse başka bir sitede de ertelemenin nedenleri; başarısızlık korkusu, mükemmelliyetçilik ve boşluğa düşme kaygısı olarak bir sınıflandırmaya ulaştım ( doğru olabilir) başa çıkabilmek için ise öneriler; öz güven kazanma, zamanı planlama, engelleri ortadan kaldırma öneriliyor. Yazıya devam edeceğim ama önce özümseyerek şunları bir okuyayım. Sonra da başladığım şu mavi elbise için motive olabilirsem tamamlamaya azmedeyim. Kumaşı iki buçuk liraya aldım ucı sigarayla yanmış bir parça kumaş modelim de çok basit klasik bir elbise ve kumaş sadece bunlara yetti ama güzel bişey,

4 Mayıs 2013 Cumartesi

ilk ürünüm

Dikiş makinemi alalı iki haftayı geçti. Biraz yanlış yaparım korkusu, biraz kafamı veremem düşüncesi ile fazla dikiş dikemedim. Halbuki ben de terapi olsun diye dikiş makinesine heveslenmiştim. Ama makinenin başına oturunca, bir magazin veya komedi seyreder gibi zihnimi boşaltamayacağımı anladım. Dikiş de bir sorumluluk işi. Makineyi aldığım günün ertesi, hemen bir kumaşı kızıma gömlek olsun diye kestim. ilk an elim bile titredi neredeyse. Ya yanlış kesersem diye tekrar tekrar ölçtüm. Belki yanlış ölçmüşümdür diye biraz da fazla pay verdim . Benim Burda dergilerim çok eski bu patron da Mart 95 e ait. Yanı kızım doğmamıştı bile. Bir de kumaşı yanına koyup çektim resmini . Buraya kadar iyiydi herşey.Akşamları bir iki dikerim dikerken de fotoğraflarım diyordum. İşin erbabı arkadaşlar böyle yapıyor ya özendim ben de. Ama gel gör ki sağlık sorunları araya girince sadece kafamı dağıtmak için makinenin başına oturdum. İyi ki önceden kesmişim. Yoksa bu kafayla kesemezmişim de. Bir akşam diktiğimi, ertesi akşam söktüm çünkü. Ya kumaşı alttan katlanmış farketmeden dikmişim. Ya ( cepler ) kumaşın önü diye arkasına dikmişim... Böyle maceralı bir dikiş oldu. sonunda bir iki doktorun, tahliller beklenenden farklı çıkabilir. Biz en kötüsünü söyledik demeleriyle az da olsa moralimiz düzeldi. Bu sabah bitirdim ve resimleri koymak istedim. Bu da arkası. Kusurlarımı görmeyin canım. Onbeş senedir elime makas bile almadım belki:)))